- Yargıtay kararlarını 5 madde de inceliyoruz:
- 1)Maddi olayın tespiti :Olayı 1-2 cümle ile özetliyoruz
- 2)Hukuki meselenin tespiti:Hangi konuda uyuşmazlık var
- 3)Hukuki meseleye uygulanacak dayanaklar
- 4)Mahkemelerin verdiği sonuç
- 5)Kaanatiniz
- Şimdi konuyla ilgili pratik çalışmalara bakalım:
Yargıtay
Kararları
1. “Sanığın, öğretmen olan katılana
“sen kız olmasaydın, seni döverdim, size gösterirdim” biçimindeki sözlerinin
TCY’nin 191/son, 273. maddelerine uyduğu ve aynı yasanın 11. maddesi gereğince
önödeme kapsamında olduğu gözetilmeden, yazılı biçimde karar verilmesi yasaya
aykırıdır.” Yarg. 4 CD 19.10.1995, 5351/6090
2. “Sanığın müdahile söylediği
“yaşlı bir kimse olmasaydın, ağzını burnunu kırardım” şeklindeki sözlerin
doğrudan tehdit şeklinde olmayıp haksız yere arabasının ihbar edilip trafik
cezası alması nedeniyle şiddetli bir yakınma ve hiddetlenme olması ve mağduru
endişe ve korkuya sevk edecek bir durumun olmaması karşısında sanığın müsnet
suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken…” Yarg. 2 CD, 02.02.2000, 234/529
3. “Olay günü sanık,
mobiletini apartman giriş kısmına koyarak üçüncü katta bulunan babasının evine
gitmiştir. Mobiletin, apartmana giriş ve çıkışı engellemesi nedeniyle müdahil
ile sanık arasında münakaşa çıkmıştır. Katılanın "mobiletini kaldır, Kürt,
anarşist" demesi üzerine, üçüncü kattaki evlerinin penceresinden bakan
sanık, " motoru buradan alacak adamı oyarım, ben anarşist isem gelir seni
oyarım" demiş ve aşağıya inerek müdahili; kardeşi ile birlikte dövmüştür.
Sanık hakkında tehdit suçundan kamu davası açılmış, Yerel Mahkeme
"kavga sırasında kızgınlıkla söylenen sözlerle tehdit suçunun taammüt
unsurunun bulunmadığını" kabul ederek sanığın beraatına karar vermiştir.
Hüküm; katılanların temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuş, bozma kararına
itiraz edilmiştir.
Maddi olayda; üçüncü kat penceresinde bulunan sanık ile
apartman girişinde bulunan müdahiller, apartmana mobilet konması nedeniyle
münakaşa etmişlerdir. Bu tartışma sırasında söylenen "motoru alacak olanı
oyarım. Anarşist isem gelir seni oyarım" şeklindeki sözlerde yukarıda
açıklanan niteliklerin hiçbirisi mevcut olmadığından, tehdit suçu oluşmamıştır.
Kaldı ki sanığın bu sözleri mağdurlar üzerinde korku yaratmamış, sanığın üçüncü
kattan olay yerine gelmesini beklemişler ve kavga etmişlerdir. Bu durum da,
söylenen sözlerin ciddiye alınmadığını, mağdurlar üzerinde etkileyici dahi
olmadığını ve söylenen sözlerin umursanmadığını, dikkate alınmadığını
göstermektedir. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının
yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne karar verilmelidir.” Yargıtay CGK., 4-348/70, KT. 05.04.1993
4. “Her ne kadar sanığın trafik
kazası sonucu yaralanan kişinin bir an önce tedavi edilmesini sağlama konusunda
yardım yükümlülüğü mevcut ise de, dosya kapsamına göre, sanığın ölene
çarptıktan sonra bir süre yavaşlayıp durmayarak kaza yerini terk ettiği, bu
sırada ölenin yanında bulunan tanık Naci Ç. ve olay yerinden geçmekte olan
tanık İdris Y.’Nin hemen ölenin yanına gelerek ambulans çağırıp ölenin
hastaneye sevkini sağladıkları, buna rağmen ölümün vuku bulduğu, sanığın da
olaydan iki gün sonra teslim olduğu olayda, sanığın gerçekleşen eyleminin 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanununun 82. maddesinde, “Trafik Kazalarında
Yükümlülük” başlığı altında düzenleyen idari para cezasını gerektirir kabahat
olarak kabulü gerekirken, 5237 sayılı TCK’nın 98. maddesinde tanımlanan ve unsurları itibariyle
oluşmayan yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçundan
sanığın mahkumiyetine karar verilmesi” Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E.
2012/10273, K. 2013/2381, T. 25.01.2013
Dosya
kapsamına göre; sanık ile aynı şantiyede işçi olarak çalışan mağdurun harç
karma makinesinin içerisine girerek temizlik yaptığı sırada, olay yerine gelen
sanığın, mağduru harç karma makinesinin içinde olduğunu bildiği halde, şalteri
kaldırarak, makinenin düğmesine basmsaı üzerine mağdurun çalışmaya başlayan
harç karma makinesinin karıştırma kolları ile teknesinin arasında sıkışması
nedeniyle alt ekstremitede kırıklara ve sol kol humerus proskimalinde
ampütasyona neden olan yaralanması nedeniyle hayati tehlike geçirdiği, kemik
kırıklarının hayati fonksiyonlarını 6. Derecede etkilediği, duyu ve
organlarından birinin sürekli yitirilmesine neden olduğu olayda; sanığın
eylemini bilerek ve sonucunu isteyerek gerçekleştirmiş olduğu kasten yaralama
suçundan 5237 sayılı TCK’nın 86/1, 87/2b, son maddesi uyarınca cezalandırılması
gerekirken, bilinçli taksirle yaralama suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması
bozmayı gerektirmiş…” Yarg. 9. CD 10.04.2009, 357/2008.
5.
“Sanıklar Bülent ve Mustafa'nın köydeki satıcılardan süt alma konusunda çıkan
anlaşmazlık üzerine kamyonetinde bulunan Mustafa'ya taş ve sopa ile
saldırmaları üzerine bu şahsın kamyoneti ile kaçmak için geri manevra yapmak
isterken bankette bulunan çocuğa çarpıp ölmesine neden olması şeklinde gelişen
olayda, hareketleri ile ölüm olayı arasında illiyet bağı bulunmadığı
gözetilmeden beraatları yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetlerine karar
verilmesi…” Yargıtay 9.CD., E. 2006/3830, K. 2006/5579, KT. 1.11.2006
6.
“Oluşa ve olayın akışına göre sanıkta
önceden öldürme ifadesinin açığa çıkmadığı, tıbbi bulguların sanıkta öldürme
kastının varlığını kesinlikle göstermediği, ölüm nedeni ile eylem arasında
nedensellik yönünden uyumsuzluk göz önüne alındığında; soba küreği ile başına
vurulan kişi baygın halde iken öldü sanılıp sürüklenerek, evden çıkarılıp
otoban üstgeçidinden aşağı atılması sırasında uğradığı tahribattan da
ölebileceği olasılığı bulunduğundan sanığın eylemi, etkili eylem sonucu ölüme neden
olmak suçunu oluşturur.” Yargıtay 1. CD., KT. 17.11.1987, 3243/400
Hukukla ilgili çok güzel konular paylasiyorsunuz sizi canı gönülden tebrik ediyorum..
YanıtlaSil